13 Kasım 2016 Pazar



Mevsim rüzgarların esti,döküldü yaprakları ağaçların,ne güzelsin sonbaharrrrr;



        Herkeste farklı duygular uyandırıyordur bu sonbaharın renkleri eminim... Bende uyandırdığı renkler ve hisler  tamamen karışık. Yağmurun yağması ile içine kapanma duygusunu,güneşin ışıklarını biraz göstermesi  yetiyor son  bulmasına. Havaların  insanlar   üzerindeki etkisi sanırım tartışılamaz. Bunu en iyi nasıl ispatlarsınız sorunuzu duyuyor gibiyim? Nasıl mı? Mesala yazın genellikle hiç bir kurs açılmaz "yüzme kursu" konu dışıdır. Çünkü kimse yazın,güneşin verdiği o enerjiyi kapalı duvarlar içinde geçirmek istemez hatta mümkünse kendi evinde şehrinde bile geçirmez. Kendini atmak ister,denizlere,kumlara,akşam sahil yürüyüşlerine, dondurma yalamaya :) daha da artırılabilir bunlar tabi. He bir de zorlu geçmiş bir kış havası varsa ruhunda.... İşte o ruhu çıkarıp atmak için yakalamıştır yazını kimseciklere yar etmez... Gelelim anımıza yani şu anımıza aslında ben bir türlü anlayamadığım, İstanbul'un havasına güven olmaz sözü varya hakikaten doğru.. Sabah mont ve bot... öğlen trençkot .. ikindi neredeyse şort dermişim ama o kadar değil tabi de...


     İşte kış mı diyelim sonbahar mı diyelim aralarda kaldık güzelim İstanbulda.Biz sonbahar diyelim... demleyelim çayımızı öğlen sıcağında gidelim ağaçların sararmış yapraklarının altına üstüne.. yudumlayalım bir iki dost varsa çoluk çocuk .. Ne senden para isterler bunu yaptın diye...
Ne de hesap sorarlar niye yaptın diye... Mutluluk mu?? Bence bu kadar kolay.. Kendini kırıntı ile besleme bu hayatta.. Var olan gerçek güzellikleri görmemiz dileğiyle.. Adın var şanın var sonbaharrrrrrrr....